Anayasa Mahkemesi kararıyla parmak izi ile mesai takibi uygulaması tarihe karışıyor.

Anayasa Mahkemesi’nin (“AYM”) dün (19 Nisan 2022) Resmi Gazete’de yayınlanan 2018/11988 Başvuru Numaralı Kararı (“Karar”) ile mesai saati takibini biyometrik veri işleyerek yapmak “kanunlarda öngörülmemesi” ve “ölçüsüz olması” (KVK Kurumu kararlarına atıfla) sebepleriyle Anayasa’ya aykırı sayıldı.

AYM, kararında, Anayasa’daki hükümlere, geçmiş tarihli kararlarına, Kişisel Verileri Korumu Kurulu’nun (“KVK Kurulu”) kararlarına ve Danıştay kararına da atıf yapmak suretiyle, herkesin kendisi ile ilgili olarak kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı bulunduğunu belirtmiştir.

AYM,

  • Biyometrik veri bir kişinin diğer şahıslardan ayrılmasını ve bizzat kişinin kimliğinin tanımlanmasını sağlayan özel nitelikli kişisel veri olduğu ve parmak izinin biyometrik sayıldığı,
  • Özel nitelikli kişisel veriler kural olarak ancak ilgili kişinin açık rızasının varlığı halinde işlenebileceği, bu kuralın istisnası olarak, kanunlarda öngörülmesi durumunda açık rıza alınmaksızın sağlık ve cinsel hayata ilişkin veriler dışındaki özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinin mümkün olabileceği, ve
  • Kanun ile sınırlamanın her zaman meşru bir amaca dayanması gerektiği, demokratik toplum gereklerine uygun ve ölçülü olması gerektiği

ilkelerini gözeterek kişisel verilerin korunmasını isteme hakkının ve haberleşme hürriyetinin ihlal edildiğine karar vermiştir

Kanaatimizce, AYM Kararı’nda belirtildiği gibi parmak izi işlenerek mesai takibinin yapılması Anayasa’ya aykırılık teşkil edecektir. AYM Kararı’nda mesai saatleri takibinin biyometrik veriler işlenerek yapılması başta “kanunlarda öngörülme” ve ilgili kişinin açık rızası” özelinde ağırlıklı olarak değerlendirilse de kişisel veri işlenen tüm süreçlerde ölçülülük değerlendirilmesi yapılmalıdır.

Zira, kişisel verilerin işlenmesi ilgili kişinin iznine (açık rızasına) bağlı olarak gerçekleştirilse dahi Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilen ölçülülük ilkesinin somut olayın özelinde değerlendirilmesi gerekmektedir.

KVK Kurulu “Spor salonu hizmeti sunan veri sorumlusunun, üyelerinin giriş-çıkış kontrolünü biyometrik veri işleyerek yapması” hakkında 27/02/2020 tarihli ve 2020/167 sayılı Kararı ve KVK Kurulu “belediyede memur olarak görev yapan ilgili kişinin, veri sorumlusu bünyesinde işe giriş çıkış takibinin biyometrik veri işlenerek yapılması” hakkında 01/12/2020 tarihli ve 2020/915 sayılı Kararı‘nda da AYM Kararı’na paralel şekilde parmak izi verisi biyometrik veri olarak değerlendirilmektedir.

Bu kararlarda, KVK Kurulu, ölçülülük ilkesi bakımından bir değerlendirme yapmıştır. Ölçülülük ilkesi ise, veri işleme faaliyeti ile gerçekleştirilmesi istenen amaç arasında makul bir dengenin kurulması olarak özetlenebilecektir. Bu kapsamda, kişisel veri işleme faaliyetinin gerçekleşmesi için gerekli olmayan kişisel verilerin toplanmaması ve/veya işlenmemesi gerektiği KVK Kurulu tarafından vurgulanmaktadır.

Konu hakkında tüm sorularınız için Mert Yaşar ve Kaan Özdemir‘e ulaşabilirsiniz.

Leave a Reply